• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ali.gulhan.58
  • https://www.twitter.com/ali69gulhan
ali gulhan

Kevser Havuzu

Kevser Havuzu

 

108) Abdullah bin Mesud’dan (r.a.) rivayetle, Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Hepinizden önce Ben havuzun başına geli­rim. Sizden bazı kimseler benimle beraber çıkarlar sonra da bazıları benim önümden alınıverilirler. Ben:

“Ya Rabbim! Onlar benim ashabımdırlar” derim. Bana da:

“Şüphesiz sen­den sonra onların neler yaptıklarını sen bilmiyorsun” deni­lir.”[1]

v Buhârî de gelen (7049) başka bir rivayet lafzı şöyledir:

“Hepinizden önce Ben havuzun başına gelirim. Sizden bir kısım insanlar benimle birlikte çıkarlar ta ki onlardan kimi­siyle görüşecektim ki bazıları benim önümden alınıverdiler. Ben:

“Ya Rabbim! Benim ashabım” dedim. Yüce Allah (c.c.):

“Senin vefatından sonra onların ne işler yaptığını sen bilmiyorsun” diye buyurdu.”

v Müslim’de (2297) gelen bir lafız şöyledir:

“Ben hepinizden önce havuzun başına gelirim. Bazı in­sanları (ona) çekmeye çalışırım. Sonra da bana karşı gelip gelirler. Bunun üzerine:

“Ey Rabbim! Ashabım! Ashabım!” diye buyurur. Kendisine de:

“Şüphesiz senden sonra onların neler yaptıklarını sen bilmiyorsun” de­nilir.”

Hadiste geçen “El-farat” kelimesine gelirsek; “El-Fârit”: Su içmek isteyen ya da suyu kullanmak isteyen kimselere kova, kap, bardak vs... aletlerle suyu içme alanına giden ilk kişi demektir. (Dolayısıyla) hadiste geçen de o manadadır. Yani: “Ben hepinizden ilk olarak havuzun başına gelenim.” Allah en iyisini bilendir.

 

***

 

109) Esma bint Ebû Bekir’den (r.huma) dedi ki:

Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Ben havuz başında ola­cağım, hatta sizden bana gelenlere bakarken önümde bazı insanlar yakalanacak. Bunun üzerine Ben:

“Ya Rabbi! (Onlar) Benden ve ümmetimden dinler” de­rim. Bana:

“Biliyor musun senden sonra onlar neler yaptılar? Vallahi onlar senden sonra ayak ökçeleri üzere dönmekten hiç mi hiç ayrılmadılar (mürted oldular)” denilir.”

(Hadisin Ravisi olan Esma’dan) İbn Ebû Müleyke: “Ey Allah’ım! Biz topuklarımız üzere (geri) dönmemizden ve dini­mizde fitneye uğratılmamızdan Sana sığınırız” diye dua ederdi.[2]

v Buhârî de geçen (7048) bir lafız şöyledir:

“Ben havuzumun başında bana gelecek olanı bekliyorum. Bana bir takım insanların gelemeyip alındığını (gördüm) ve:

“Ümmetim!” dedim. Allahu Teâlâ da:

“Sen bilmiyorsun, ökçeleri üzere geri dönmüşlerdi (mürted oldu­lar)” diye buyurur.

İbn Müleyke şöyle dua etmiştir: “Ey Allah’ım! Biz, topukla­rımız üzere (geri) dönmemizden ve dinimizde fitneye düşü­rülmemizden sana sığınırız.”

v Buhârî’de (6593) gelip benzeri Müslim’de bulunan hadi­sin lafzı şöyledir:

“Hiç biliyor musun ki, onlar senden sonra neler yaptılar?”

Bu hadis lafzı farklı olarak “Hel şaarte” olarak değil de: “Ma şaartu” olarak gelmiştir.[3]

 

***

 

110) Ebû Hâzım’dan rivayetle, dedi ki: Sehl bin Sad’ın şöyle dediğini duydum: (Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki:

“Ben havuzun başına hepinizden daha öncelikli geleninizim. Her kim o havuza gelecek olursa ondan içer. Kim ondan içerse ebediyen daha da susamaz. Bazı topluluklar biliyorum bana gelmek istiyorlar, onları tanırım ve onlar da beni tanırlar. Sonra benimle onların arası ayrılır (Çünkü dinden çıkmış­lardı).

Ebû Hâzım der ki: “Numan bin Ebû Ayyaş’ın benden duyduğu sabittir. Ben de onlara bu (hadisi) anlatmıştım.” Böylece Sehl’den mi işittin?” dedi. O da:

“Evet” diye cevap verdi. O:

“Ben, Said El-Hudri’nin (r.a.) bu hadiste şu rivayeti ziyâde ettiğini duyduğuma şahitlik ederim.” dedi. Resûlullah (s.a.s.):

“Onlar bendendirler!” diye buyurunca:

“Senden sonra neler yaptıklarını bilmiyorsun?” diye buyurulur. Bunun üze­rine Ben de:

“Benden sonra (Dinden dönüp, dinde olmayan) şeyleri ortaya koydukları için uzak olsunlar, uzak olsunlar.” derim.” diye tamamladı.[4] 

v Müslim’de (2290-2291)geçen lafızda: Ebû Hâzım’dan ri­vayetle, kendisi Sehl’den işitmiştir. Sehl’in de Nebî (s.a.s.) den duyduğuna göre Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Ben havuzun başına hepinizden daha öncelikli geleninizim. Her kim havu­zun başına gelirse ondan içer, kim de ondan içerse ebediyete kadar susamaz. Bazı topluluklar biliyorum bana gelmek is­terler. Onları tanırım ve onlar da beni tanırlar. Sonra benimle onların arası ayrılır (Mürted oldukları için).”

Ebû Hâzım der ki: “Numan bin Ebû Ayyaş’ın benden duyduğu mevcuttur. Ben de onlara bu (hadisi) anlatmıştım. Böylece Sehl’den mi işittin?” dedi o da:

“Evet” diye cevap verdi. O:

“Ben, Said El-Hudri’nin (r.a.) bu hadiste şu rivayeti ziyâde ettiğini duyduğuma şahitlik ederim” dedi. Resûlullah (s.a.s.):

“Onlar bendendirler!” diye buyurunca:

“Senden sonra neler yaptıklarını bilmiyorsun” diye buyurulur. Bunun üzerine Ben:

“Benden sonra (dinde olmayan) şeyleri ortaya koyduk­ları için uzak dursunlar, uzak dursunlar” derim.” diye ta­mamladı.

v Sehl bin Sad’den gelen Buhârî (6584-6583)’nin başka bir lafzında Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Ben havuzun başında sizden önce bulunacak olan kişiyim. Her kim bana gelecek olursa ondan içer. Kim de ondan içerse ebediyen asla susamaz. Bana bir takım kimseler gelirler onları tanıyorum onlar da beni tanırlar. Sonra da (kâfir oldukları için) benden araları ayrılır.”

Ebû Hâzım der ki: “Numan bin Ebû Ayyaş’ın benden duyduğu sabittir. Ben de onlara bu hadisi haber vermiştim.

“Böylece Sehl’den mi işittin?” dedi. O da:

“Evet bu hadiste şu rivayeti ziyade ettiğini duyduğuma şahitlik ederim.” dedi. Resûlullah (s.a.s.):

“Onlar bendendirler!” diye buyurunca:

“Senden sonra neler yaptıklarını bilmiyorsun?” diye buyurulur. Bunun üzerine Ben:

“Benden sonra (dinden ol­mayan) şeyleri ortaya koydukları için uzak dursunlar, uzak dursunlar.” derim.” diye tamamladı.

İbn Abbas (r.huma) der ki: “Hadiste geçen “Suhkan” laf­zının manası uzak olsun, beri dursun demektir.

 

***

 

111) Enes (r.a.) dan rivayetle, Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“(Havuzumun başında) bana ashabımdan bir takım insanlar gelirler. Kendilerini tanıdığım vakit bana gelmeleri engellenir.” Ben:

“Bunlar ashabımdırlar!” derim. Allahu Teâlâ bana:

“Senden sonra neleri ortaya koyduklarını sen bilmiyorsun” diye buyurur.”[5]

 

***

 

112) Ebû Hüreyre (r.a.)’dan gelen rivayetle, Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Kıyamet gününde ashabımdan bir grup bana gelmek isterler. Havuza gelmekten engellenirler. Ben de:

“Ey Rabbim! Bunlar benim ashabımdırlar!” derim. Allahu Teâlâ da:

“Senden sonra onların neler neler yaptıklarını bilmiyorsun! Onlar senden sonra ökçeleri (üzere) geriye dö­nüp dinden döndüler” diye buyurur.”

Buhârî’de (6586) geçen: “Feyuhalleûne” lafzı “Feyücellevne anilhavzi” lafzına bedel olarak gelmiştir. Ha­diste geçen “Feyucellevne” lafzının manası: “Havuzdan en­gellenirler” demektir.

“Feyuhalleûne” lafzının manası da: “kovulurlar” demektir. Allah en iyisini bilendir.

 

***

 

113) Aişe anamızdan (r.anha) rivayetle, kendisi, Resûlullah (s.a.s.)’in ashabının yanında bulunduğu bir an da şöyle buyurduğunu işitmiştir:

“Ben havuzun başında olaca­ğım ve sizden gelecek olanları bekliyor olacağım. Allah’a ye­min olsun ki: bana gelmek üzere olanlardan bir takım insan­lar geri çevrilecek ve Ben de:

“Ey Rabbim! Onlar benden ve bende onlardanım” diyeceğim ve bana da Allahu Teâlâ:

“Senden sonra onların neler yaptıklarını bilmiyorsun, onlar ökçeleri gerisi gittikçe gittiler (ve dinden çıktılar)” diye buyu­rur.[6]

 

***

 

114) Ümmü Seleme'nin kölesi Abdullah bin Rafi’den, onun da Nebî (s.a.s.)’in zevcesi Ümmü Seleme’den gelen riva­yette, dedi ki:

“İnsanların (Kevser) havuzu hakkında konuş­tuklarını duydum. Ancak Resûlullah (s.a.s.)’in ağzından bizzat duymamıştım. Bir gün cariyem benim (saçlarımı) taradığı bir vakit, Resûlullah’ın (s.a.s.):

“Ey insanlar!” diye nidasını duy­dum. Hemen cariyeme sonra devam etmesini söyledim. Ca­riyem:

“Nebî (s.a.s.) erkekleri davet etti, bayanları etmedi” de­yince ben de:

“Ben de insanlardan birisiyim” diye cevap ver­dim. Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Havuza ilk varacak olanınız benim, ben olacağım o kişi! Sizden biriniz tıpkı yo­lunu kaybetmiş bir deve gibi yolunu benden kaybeder olup bana gelemeyecektir. Ben de:

“Bunlar ne olacaklar?” derim. Bana:

“Senden sonra bunların neler yaptıklarını bilmiyorsun” denilir. Bunun üzerine Ben de:

“Öyleyse uzak olsunlar” de­rim.”[7]

 

***

 


 

[1] Müttefekun aleyh. Hadisin lafzı İmamı Buhârî'ye (6576) aittir.

[2] Müttefekun aleyh. Hadisin lafzı Müslim’e aittir (2293).

[3] "Hel şaarte" Biliyor musun demektir. (Mütercim).

[4] Müttefekun aleyh. Lafız Buhârî'ye aittir (7050-7051).

[5] Buhârî (6582).

[6] Müslim: (2294).

[7] Müslim: (2295).



983 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın