• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ali.gulhan.58
  • https://www.twitter.com/ali69gulhan
ali gulhan

RİVAYET MAHSULLERİ

RİVAYET MAHSULLERİ:

 

Adab, keyfiyet ve vasfını özetlemeye çalıştığımız rivayet, netice itibariyle Hadis Kitapları dediğimiz hadis metinleri literatürünün meydana gelmesine sebep olmuştur. Hadisçilerin değişik usul ve farklı muhtevalara sahip olarak oluşturdukları hadis metinleri kitaplarını biz Rivayet Mahsulleri adı altında tanıtacağız.

Tanıtmada hem tarihi sırayı hem de tasnif sistemlerini dikkate alacağız. Bu iki noktadan hareket edildiği takdirde “Rivayet Mahsulleri”ni önce iki ayrı grubta düşünmemiz uygun olacaktır. [1]


 


[1] İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 69.

A) Tasnif Devri Öncesi Rivayet Mahsulleri:

 

1) Sahifeler:

 

Hz. Peygamber’in hayatında bazı sahabiler tarafından, Hz. Peygamber’den bizzat duydukları hadisleri yazmalarıyla veya Tabiun tabakasından bazı ravilerce sahabilerden öğrendikleri hadisleri yazdıkları notlarla oluşturulan ve o haliyle daha sonrakilere intikal eden küçük hacımlı vesikalara “sahife” denilmektedir. Sahifeler’e Kur’an ayetlerinden sonra İslam kültürünün ilk yazılı vesikaları gözüyle de bakılabilir. Bunların en meşhuru Abdullah b. Amr b. El-As’ın (93/712), Hz. Peygamber’den bizzat duyduğu hadisleri yazıp bir araya getirdiği “es-Sahifetu’s-Sadıka”sıdır. Hemmam b. Münebbih (101/719)in, Ebu Hureyre’den duyup yazdığı 138 hadisten oluşan “es-Sahifetu’s-Sahiha” veya “Hemmam b. Münebbih’in Hadis Sahifesi” de sahifelerin günümüze ulaşabilmiş yegane örneğidir.[1]  

Kitaplık çaptaki rivayet mahsullerinin tasnif edildiği dönem ve daha sonraki asırlarda Sahifeler’e bir daha rastlanılmamıştır. [2]


 


[1] Bu sahife üç ayrı tercümesiyle dilimize kazandırılmış bulunmaktadır. (İsmail Lütfi Çakan)

[2] İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 69-70.

A) Tasnif Devri Öncesi Rivayet Mahsulleri:

 

1) Sahifeler:

 

Hz. Peygamber’in hayatında bazı sahabiler tarafından, Hz. Peygamber’den bizzat duydukları hadisleri yazmalarıyla veya Tabiun tabakasından bazı ravilerce sahabilerden öğrendikleri hadisleri yazdıkları notlarla oluşturulan ve o haliyle daha sonrakilere intikal eden küçük hacımlı vesikalara “sahife” denilmektedir. Sahifeler’e Kur’an ayetlerinden sonra İslam kültürünün ilk yazılı vesikaları gözüyle de bakılabilir. Bunların en meşhuru Abdullah b. Amr b. El-As’ın (93/712), Hz. Peygamber’den bizzat duyduğu hadisleri yazıp bir araya getirdiği “es-Sahifetu’s-Sadıka”sıdır. Hemmam b. Münebbih (101/719)in, Ebu Hureyre’den duyup yazdığı 138 hadisten oluşan “es-Sahifetu’s-Sahiha” veya “Hemmam b. Münebbih’in Hadis Sahifesi” de sahifelerin günümüze ulaşabilmiş yegane örneğidir.[1]  

Kitaplık çaptaki rivayet mahsullerinin tasnif edildiği dönem ve daha sonraki asırlarda Sahifeler’e bir daha rastlanılmamıştır. [2]


 


[1] Bu sahife üç ayrı tercümesiyle dilimize kazandırılmış bulunmaktadır. (İsmail Lütfi Çakan)

[2] İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 69-70.

2) Cüzler:

 

Küçük hacımlı rivayet mahsullerinden olan cüzler, muhteva olarak birkaç çeşittir:

a) Bir tek ravinin rivayetlerini ihtiva eder. Mecela Cüz’ü hadisi Ebu Bekir gibi.

b) Belli bir konudaki hadisleri ihtiva eder. Buhari’nin Cuz’ul-kırae halfe’l-imam’ı ve “Ref’ul-yedeyn fi’s-salat”ı gibi.

c) Belli sayıdaki hadisleri ihtiva eder. Erbeun (Kırk Hadis) cüzleri gibi.

d) Bir hadisin muhtelif senedlerini ihtiva eder.

Cüz adı verilen rivayet mahsulleri sayı olarak oldukçakabarıktır. Katib Çelebi, Keşfu’z-zunun’da (1/583-590); Kettani de er-risaletu’l-mustatrafe’de (86-94) bütün bu çeşitlerinebir çok örnek cüz isimleri sıralamaktadırlar.[1]


 


[1] Yazma eserlerde her 10 varak’a bir cüz denildiği bilinmektedir. Tıpkı Kur’an-ı Kerim’in her 20 sayfası bir cüz kabul edildiği gibi. İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 70.

3) Erbeunlar:

 

Musannıf’ın ilgisini çeken herhangi bir konuda veya değişik konularda toplanmış kırk hadisten oluşan erbeun’lar, aslında tedvin ve tasnif dönemi içinde ilk kez vücud bulmuş bir türdür. İlk erbeun müellifi olarak bilinen zat Abdullah b. El-Mubarek (181/797)dir. Ne var ki bu tür Nevevi’nin (676/1277) kık hadisi ile tanınmıştır. “Her kim ümmetim için din işlerine ait kırk hadis bellerse, Allah onu fakihler ve alimler arasında haşreder”[1] hadisi şerifinden kaynaklanan kırk hadis kitapları, tertib ve düzenleme açısından herhangi bir önem arzetmedikleri için onlara tasnif devri öncesi rivayet mahsulleri arasında –cüzlerin de bir çeşidi olduklarını dikkate alarak- yer vermeyi uygun bulduk. [2]


 


[1] Hadisin değişik rivayetleri hakkında toplu bilgi için bk. Acluni, Keşfu’l-Hafa: 2/246-247.

[2] İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 70-71.

B) Tasnif Devri Rivayet Mahsulleri:

 

1) Ale’r-Rical Rivayet Mahsulleri:

 

Aslında, daha sonraki dönemlerde yaygınlaşacak olan alfabetik sistemin ilk örneği olan bu sistemde sahabiler, müslüman olmaktaki önceliklerine, Hz. Peygamber’e yakınlık derecelerine ya da kabilelerine göre harf sırasına konulur ve onlardan gelen hadisler, konularına bakılmaksızın o ismin altına dercedilir. Böylece meydana gelen eserlere bu tür adı olarak Müsned denir. Bu sistemle meydana getirilen eserlere de Müsned adı verilmektedir. Bunların bugün elimizde olan ilk örneği 281 sahabi’nin 2767 hadisini ihtiva eden Ebu Davud et-Tayalisi (v.204/819)nin Müsned’i olduğu gibi en meşhur ve muteber örneği de Ahmed b. Hanbel (v.241/855)’in 10 bin kadar mükerreriyle birlikte 40 bin eyakın hadis ihtiva eden Müsned’idir. Bugün Müsned deyince Ahmed b. Hanbel’in eseri akla gelir.

Ale’r-Rical sistemle meydana getirilen bir başka hadis kitabı çeşidi de Mu’cem’lerdir. Hadislerin, sahabe, şuyuh veya beldelere göre ve çoğu kere alfabetik olarak sıralandığı eserlere mu’cem denir. Mu’cemler, genelde kitap müellifinin hocalarının alfabetik olarak sıralanmasıyla oluşturulan eserlerdir. Bu türün en yaygın örneği ise, Taberani (360/971)’ye ait olan üç mu’vemdir.

Yine ale’r-rical sisteme sahip bir başka tür de Etraf kitaplarıdır. Bunun en yaygın ve matbu örneği Abdulğani b. İsmail en-Nablusi (1143/1750)nin Zehairu’l-mevaris fi’d-delaleti ala mevazi’ıl-hadis adlı eseridir. Bu kitap, kütüb-i sitte ve Muvatta’da rivayetleri bulunan sahabileri alfabetik olarak sıraladıktan sonra onların rivayetlerinden pasajlar vermek suretiyle bu yedi kitaptaki yerine bölüm adı olarak işaret etmekte, bir çeşit anahtar kitap görevi yapmaktadır.[1]  


 


[1] Bu türe giren eserlerin geniş tanıtımları için bk. Çakan, Hadis Edebiyatı: 28-43; İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 71-72.

B) Tasnif Devri Rivayet Mahsulleri:

 

1) Ale’r-Rical Rivayet Mahsulleri:

 

Aslında, daha sonraki dönemlerde yaygınlaşacak olan alfabetik sistemin ilk örneği olan bu sistemde sahabiler, müslüman olmaktaki önceliklerine, Hz. Peygamber’e yakınlık derecelerine ya da kabilelerine göre harf sırasına konulur ve onlardan gelen hadisler, konularına bakılmaksızın o ismin altına dercedilir. Böylece meydana gelen eserlere bu tür adı olarak Müsned denir. Bu sistemle meydana getirilen eserlere de Müsned adı verilmektedir. Bunların bugün elimizde olan ilk örneği 281 sahabi’nin 2767 hadisini ihtiva eden Ebu Davud et-Tayalisi (v.204/819)nin Müsned’i olduğu gibi en meşhur ve muteber örneği de Ahmed b. Hanbel (v.241/855)’in 10 bin kadar mükerreriyle birlikte 40 bin eyakın hadis ihtiva eden Müsned’idir. Bugün Müsned deyince Ahmed b. Hanbel’in eseri akla gelir.

Ale’r-Rical sistemle meydana getirilen bir başka hadis kitabı çeşidi de Mu’cem’lerdir. Hadislerin, sahabe, şuyuh veya beldelere göre ve çoğu kere alfabetik olarak sıralandığı eserlere mu’cem denir. Mu’cemler, genelde kitap müellifinin hocalarının alfabetik olarak sıralanmasıyla oluşturulan eserlerdir. Bu türün en yaygın örneği ise, Taberani (360/971)’ye ait olan üç mu’vemdir.

Yine ale’r-rical sisteme sahip bir başka tür de Etraf kitaplarıdır. Bunun en yaygın ve matbu örneği Abdulğani b. İsmail en-Nablusi (1143/1750)nin Zehairu’l-mevaris fi’d-delaleti ala mevazi’ıl-hadis adlı eseridir. Bu kitap, kütüb-i sitte ve Muvatta’da rivayetleri bulunan sahabileri alfabetik olarak sıraladıktan sonra onların rivayetlerinden pasajlar vermek suretiyle bu yedi kitaptaki yerine bölüm adı olarak işaret etmekte, bir çeşit anahtar kitap görevi yapmaktadır.[1]  


 


[1] Bu türe giren eserlerin geniş tanıtımları için bk. Çakan, Hadis Edebiyatı: 28-43; İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 71-72.

2) Ale’l-Ebvab Rivayet Mahsulleri:

 

Hadisleri konularına göre tasnif eden, bölüm (kitap) ve bablara ayrılmış hadis eserlerine genel bir isimlendirme olarak Musannef adı verilmektedir. Bunlar da temelde üç çeşittir: Musannef, Cami’ (Sahih) ve Sünen.

Müstedrek ve Müstahraçlar: Hangi hadis kitabı üzerine yapılmışlarsa onun özelliğini taşıyan tamamlayıcı eserlerdir. Bu sebeple bu iki kitap üzerinde de durmayacağız.

Musannefler: Sünen’lerin muhtevasına mevkuf ve maktu’ hadislerin ilavesiyle meydana getirilmiş kitaplardır. En meşhur olanları, Abdurrezzak b. Hemmam’ın (211/826) el-Musannef’i ve İbn Ebi Şeybe’nin (235/849) el-Musannef’idir.

Camiler: Akaid, ahkam, siyer, adab, tefsir, fiten, eşratu’s-sa’a ve menakib gibi dinin bütün cephelerine dair konuların tamamını kapsayan kitaplardır. Buhari, Müslim ve Tirmizi’nin kitapları bu gruptandır. İlk iki kitaba Sahihan (Sahihayn) denilmektedir. Sıhah-ı sitte tabiriyle Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai ve İbn Mace’nin eserlerinden oluşan kütüb-i sitte’nin kastedilmiş olması, bu kitapların ihtiva ettikleri hadislerin çoğunlukla sahih nitelikli olması dolayısıyla verilmiş bir isimdir. Kütüb-i sitte yerine usul-i sitte de denilmektedir.

Sünenler: Merfu nitelikli ahkam hadislerini fıkıh kitapları tertbi içinde ihtiva eden kitaplara sünen denilmektedir. Bunların en başta geleni Ebu Davud, Nesai, İbn Mace, Darimi’nin sünenleridir. Sünen-i erbaa, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai ve İbn Mace’nin kitaplarıdır. İlk üçüne sünen-i selase de denir. [1]  


 


[1] İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 72-73.

3) Ale’l-Ahruf (Alfabetik) Rivayet Mahsulleri:

 

a) Metni Alfabetik Olanlar: Hadis metinlerini ilk kelimelerine göre alfabetik olarak sıralayan es-Suyuti (911/1505), bu sistemle el-Camiu’s-Sağir’de 10031 hadisi kaynaklarına ve sıhhat durumlarına işaret etmek suretiyle toplamış bulunmaktadır. Yine Suyuti, cem’u’l-cevami’de de yüz bin hadisi bir araya getirmiş bulunmaktadır.

Son zamanlarda tahkik ve tahrici yapılan hemen bütün hadis kaynakları için birer de hadislerinin alfabetik fihristi hazırlanmak suretiyle bu eserlerden daha pratik olarak yararlanma imkanı sağlanmaya çalışılmaktadır.

b) Bölümü Alfabetik Olanlar: Buna misal olarak İbnu’l-Esir el-Cezeri’nin Camiu’l-usul’ü ile Ali el-Muttaki’nin Kenzu’l-Ummal’ı verimektedir. Her iki eserde de önce bölüm adları alfabetik sıraya konmuş, daha sonra o bölüm kendi içinde ale’l-ebvab olarak tasnif ve tanzim edilmiştir.[1]


 


[1] Rivayet mahsulleri bölümünde ismi geçen hadis kaynakları hakkında geniş bilgi için bk. Çakan, hadis Edebiyatı (İst. 1989); İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 72.

Rivayet İle İlgili Terimler

 

1- Rivayet-i Akran: Ravi hadisi kimden rivayet ediyorsa, onunla bir hususta birleşmiş olması demektir. Mesela: Yaşlarının bir olması veya her ikisinin de bir zatdan hadis okuyup, rivayet etmeleri gibi.

2- Rivayet-i Mudbec: Emsallerin birbirinden rivayet etmelerine denir.

3- Rivayetu'l-asağır ani'l-ekabir: Evladın atadan, talebenin hocadan rivayetine denir.

4- Rivayetu'l-ekabir ani'l-asagir: Hocanın talebeden, babanın oğlundan rivayetine denir.

5- Sabık, lahik: İki adamın bir zattan rivayetlerinde ilk rivayet edene sabık, sonrasına da lahik denir.

6- Mühmel: İsimleri bir olan iki zatın birisinden hadis rivayet edilirken mutlak olarak ismini anmakla yetinip, bu iki zattan hangisi olduğunu açıklamamaktır. İkisi de Sika'dan olursa, ihtimal zarar vermez.

7- Nasi: Kendisinden hadis rivayet edilmiş olup sonra kendisine sorulunca onu şüpheli bir şekilde inkar etmiş olmasına denir. Şayet, kesin olarak inkar ederse hadis merduddur. Şüpheli oluduğu için, makbul sayılmıştır.

8- Müselsel: İsnadın ittifaklı olanına denir.

9- Sika ve sikat: Adil ve ezberleme kabiliyeti olup, her yönden güvenilir adam demektir.

10- Eda sigaları: (Semi’tu min fulanin: Filandan işittim) veya (Kale fulanun: Filan söyledi) gibi sözlerdir.

Diğer haller: Yemin ile başlamak veya zaman, mekan ve sebep tayin ederek, davasını kuvvetlendirmek için, şu işi yaparken, filancalar ile otururken ve filan yere giderken, gibi sözlerle başlamaktır. [1]

11- Mütabi: Yalnız lafız veya yalnız mana bakımından rivayetlerin birbirlerine uymalarıdır.

12- Şâhit: Hem lafız hem de mana bakımından bir rivayetin diğer rivayete uymasıdır. [2]   


 


[1] Mevzu Hadisler, Aliyyu’Kari, İlim Yayınları: 9.

[2] Mevzu Hadisler, Aliyyu’Kari, İlim Yayınları: 11

Rivayet İle İlgili Diğer Hususlar

 

1- Rivayetin şartları: Ravinin sema, arz ve icazet gibi yollarla hadisi almasıdır.

2- Nevileri: Muttasıl ve munkatı gibi vasıflardır.

3- Ahkamı: Kabul veya reddedilmesidir.

4- Hali: Ta'dil veya cerhdir. [1] 


 


[1] Mevzu Hadisler, Aliyyu’Kari, İlim Yayınları: 9.

 



2149 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın