• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ali.gulhan.58
  • https://www.twitter.com/ali69gulhan
ali gulhan

SIRAT KÖPRÜSÜ HAKTIR

SIRAT KÖPRÜSÜ HAKTIR

 

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

“Sizden hiç biriniz müstesna olmamak üzere ille oraya (cehenneme) uğrayacaktır. Bu, Rabbinin üzerine kat’i olarak aldığı, kaza ettiği (bir şey) dir. Sonra takvaya erenleri kurtaracağız, zalimleri ise orada diz üstü düşmüş bir halde bırakacağız.” (Meryem; 71-72)

 

       Toplayın mahşere o zulmedenleri ve eşlerini ve Allahdan başka taptıkları şeyleri [037.022]

 

Toplayın da götürün onları sırata; Cehennem köprüsüne doğru [037.023]

      

       Ve tevkıyf edin onları, çünkü sor guya çekilecekler [037.024]

 

Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur:

 

“Cehennem üzerine sırat köprüsü kurulur. Bu köprüden, ümmetiyle ilk geçecek olan peygamber benim. O gün peygamberlerden başkası konuşamaz. Peygamberler de: “Allah’ım ümmetime selamet ver, sen onları koru!” diye dua ederler. Cehennemde demir çengeller vardır. Seden ağacının dikenine benzerler. Yalnız bunlar çok büyüktürler. Büyüklük derecelerini yalnız Allah bilir. Herkesi isyanına göre cehenneme çekerler. Onlardan bir kısmı ameline göre helak olur, yok olur, ateşte erir. Bir kısmı hardal tanesi kadar kalır ve sonra kurtulur.” (Buhari, Müslim) 

  Çünkü o takva sahipleri için en güvenli köprü durumundadır. Fısk ve fücur ehli için ise, hadis-i şerifte ifade edildiği gibi; “Kıldan ince ve kılıçtan keskindir.” (Ahmed b. Hanbel, Beyhaki) 

  İbn Mes’ud (R.A)’ dan rivayetle Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur:

“Allah evvelkileri ve sonrakileri, (yani bütün insanları) o belirtilmiş gündeki -kıyamet günündeki- duruşma için toplar. Kırk sene ayakta, gözleri hayret ve dehşetle bakar oldukları halde haklarında verilecek hükmü beklerler. Allah-u Zülcelal, bulutların arasında arşdan kürsiyle tecelli eder, sonra bir görevli melek şöyle seslenir: “Ey insanlar! Sizi yaratan, size rızık veren, kendisine ibadet etmenizi ve hiçbir şeyi ortak koşmamanızı emreden Rabbinizin, herbirinizi dünyada iken kulluk ettiği şeye kavuşturmasına razı değil misiniz? Bu Rabbimizin adaleti değil midir?” “Evet!” derler ve her topluluk kulluk ettiği ve dünyada gönlünü bağladığı şeye gider. 

Bir rivayete göre, Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur: 

   “...Sonra (sırat’ı) rüzgar gibi, sonra kuş gibi geçeceksiniz. Sonra insanlar amellerine göre geçeceklerdir. Peygamberiniz sırat köprüsünün üzerinde durup; Rabbim selamete erdir, selamete erdir! Diyecek, nihayet amelleri kendilerini geçirecek derecede olmayanlar, sıratı yavaş olarak yani sürünerek geçeceklerdir.” (Buhari, Müslim, Tirmizi)

“Bütün insanlar Sırat Köprüsü'nün üzerinden geçmek zorundadırlar. Köprü dikenlidir. Onun sağında ve solunda duran zebaniler (balık avlamak için denize olta ve ağ atar gibi) kalabalığın üzerine büyük çengeller ve kancalar atarlar ve bunlara takılanları çekip cehennem çukuruna atarlar. Mü’minlarden de (iman ve amellerine göre) kimileri onun üzerinden yıldırım süratiyle geçerler, kimileri rüzgar süratiyle geçerler, kimileri koşan atın süratiyle geçerler. Kimileri hızlı yürüyerek geçerler. Kimileri yavaş yavaş yürüyerek geçerler, kimileri yüz üstü sürünerek geçerler. Kimileri de düşerler.” (Müttefekun Aleyh)

 

8. (5087)- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "(Bir gün), ey Allah'ın Resulü! Kıyamet günü bana şefaat edin!" dedim.

"İnşaallah yapacağım!" buyurdular. Ben tekrar:

"Sizi nerede arayıp bulayım?" dedim.

"Beni ilk aradığın zaman sırat üzerinde ara!" buyurdular.

"Size (orada) rastlayamazsam?" dedim.

"Mizan'ın yanında beni ara!" buyurdular.

"Orada  da  size rastlayamazsam?" dedim.

"Öyeyse beni havzın yanında ara! Zira ben üç mevkinin dışına çıkmam!" buyurdular." [Tirmizî, Kıyamet 10, (2435).][11]

9. (5088)- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Ateşi hatırlayıp ağladım. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Niye ağlıyorsun?" diye sordu.

"Cehennemi hatırladım da onun için ağladım! Siz, kıyamet günü, ailenizi hatırlayacak mısınız?" dedim.

"Üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz:  Mizan yanında; tartısı ağır mı  geldi hafif mi öğreninceye kadar, sahifelerin uçuştuğu zaman; kendi defterini nereye düşecek, öğreninceye kadar: Sağına mı soluna mı; yoksa arkasına mı? Sıratın yanında; cehennemin  iki yakası ortasına  kurulunca; bunu geçinceye kadar." [Ebu Davud, Sünen 28, (4755).][13]



1114 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın